| Inglés | Turco | |
|---|---|---|
| Phrasals | ||
| Phrasals | forgive for v. | için affetmek |
| Phrasals | forgive for v. | bir konuda affetmek/bağışlamak |
| Inglés | Turco | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Phrasals | forgive (someone) for (something) v. | (birini bir şey) için affetmek | ||
|
Tom would've been forgiven for doing that if he'd apologized. Tom, özür dileseydi bunu yaptığı için affedilirdi. More Sentences |
||||
| Phrasals | forgive (someone) for (something) v. | (birini bir konuda) affetmek/bağışlamak | ||
| Speaking | ||||
| Speaking | please forgive us for anything we did wrong expr. | lütfen yaptığımız hatalar için bizi affet | ||
| Speaking | please forgive me for being late expr. | lütfen geç kaldığım için beni affedin | ||
| Speaking | forgive me, father, for I have sinned expr. | peder, beni bağışlayın, günah işledim | ||
